(İSTANBUL) – İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın “tehdit” ve “şantaj” cürmünden başlattığı soruşturmada gözaltına alınan gazeteci Murat Ağırel, “Toplumu zehirleyen uyuşturucu ve yasa dışı bahis üzere ahlakı çöküntüye sebep veren olayları yazıyorum, yazmaya devam edeceğim, ben yalnızca gazetecilik yaptım. Basın yayın ve etik unsurlarına uygun hareket ettim” dedi.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen soruşturmada, “tehdit” ve “şantaj” suçlamalarıyla haklarında süreç başlatılan gazeteciler Murat Ağırel ve Timur Soykan, sabah saatlerinde yasa dışı bahis soruşturmasında örgüt elebaşı olduğu ileri sürülen ve “spor karşılaşmalarına dayalı sabit ihtimalli yahut müşterek bahis ya da talih oyunlarıyla irtibatlı olarak para nakline aracılık etmek”, “suç işlemek hedefiyle örgüt kurmak”, “suçtan kaynaklanan malvarlığı pahalarını aklamak” cürümlerinden tutuklanan Erhan Kork’un şikayetiyle gözaltına alındı.
Gözaltına alınmalarının akabinde İstanbul Vatan Emniyet’e götürülen gazetecilerin burada sözü alındı. Sözü alınan Ağırel’e, Kork ile görüşmeleri soruldu. Ağırel, 2025 yılının ocak ayında yayımlanan “Kirli Çark” isimli kitabında yasa dışı bahis cürmünün finansal oluşumlarını araştırdığını bildirerek, şu cevabı verdi:
“Payfix ve Papara firmaları da bu araştırmalarım müddetince benim dikkatimi çekti. Yeniden medyadan Payfix isimli kuruluşun sahibinin Erkan Kork isimli şahıs olduğunu biliyordum. Bununla alakalı olarak firma ve firma sahibi şahıs ile ilgili yasa dışı bahis soruşturması yürütüldüğünü biliyordum. İddianameye ulaştım. Meslek etiği ve hukuk kuralları gereği haber kaynaklarımı açıklamak istemiyorum. Ersoy Dede isimli bölümden bildiğim Flash TV çalışanı olan şahsa bildiri atarak Erkan Kork ile bağlantı kurmak istediğimi söyledim. Sonrasında telefon görüşmesi Erkan Kork’un beni araması ile oldu. Kork ile ana görüşme sebebim yazmayı planladığım Payfix bahisli yazı dizisi ile alakalı karşılık hakkını kullanıp kullanmayacağını sormak ve mevzu ile ilgili görüşlerini almaktı.
Bu görüşme kitabımın yayınlanmasından evvel olup bu konulara kitabımda detaylı olara yer verdim. Ayrıyeten bahse mevzu görüşme içeriğinde konuşulan konuların muhattabı olduğu soruşturmalar FETÖ/PDY ve yasa dışı bahis soruşturmasıdır. Bu soruşturmaların hepsi iddianamesi yazılmış, kısıtlama kalkmış ve kamuya aleni olmuş soruşturmalardır. Bahse husus görüşme içeriğinde Kork’un da bahsettiği saklı şahit ve ihbarcılar tıpkı formda alenilik sağlanan iddianame içerisinde yer almıştır. Burada olmama sebep olan, bildiğim kadarıyla Erkan Kork isimli şahsın bu görüşmelerinde yer aldığı irtibat kümesinde kendisini tehdit ettiğim, şantaj yaptığım tezlerinin ne kadar temelsiz olduğu, konuşma içeriğinde her şeyi ses kaydı alarak ve onun da almasına müsade ederek, şeffaf bir halde ortaya koymamla açıktır. Tehdit ve şantaj olmadığı bu durumda açık olarak muhakkaktır.”
“Gazetecilik mesleğinin gereği olarak kamuya açık bir çay bahçesinde buluşmayı istedim”
Ağırel’e, Erkan Kork’un, “Flash TV’yi satın almasını engellemek ismine habercilik etiğine muhalif davranarak tehdit edildiği” biçimindeki beyanları da soruldu. Erkan Kork isimli şahsı bu görüşmelerden evvel tanımadığını belirten Ağırel, şunları kaydetti:
“Flash TV’nin alınması benim açımdan rastgele bir değer taşımamaktadır. Benim araştırdığım husus Payfix firması ve bunun yasa dışı bahis ve yasa dışı bahis finansman ayağıdır. Bunun haricinde Flash TV’nin alınması ve bilhassa Erkan Kork tarafından alınmasının benim için haber pahası yoktur. Bu bahisle alakalı olarak karalama tezi olan haber vapmadım. Haberlerim, yazılarım ve kitaplarım açıktır. Bununla alakalı olarak araştırmakta olduğum mevzu ve bu mevzuya dair yapılan ve ses kaydı, alınan görüşmeler içeriği dışında hiçbir karalama olarak nitelendirilecek öge yoktur. Kendisini baskı altına almaya çalışmadım. Keza baskı altına almaya çalışsam kamuya açık bir alanda görüşme talep edip, ses kaydı almasına müsaade vermez, tersine kendi belirlediğim ve benim denetimimde olan bir alanda görüşme yapmaya diretirdim. Timur Soykan’ın bahis ile alakası voktur. Kendisi bağımsız bir gazetecidir. Ne yapıp ne yapmayacağını kimseden talimat almaz. Erkan Kork’a rastgele bir isnatta bulunucu hareketim voktur. Yalnızca gazetecilik vaptım.”
“Erkan Kork, bu sorumu cevaplarken ‘baskı altında’ savına rağmen pek rahat halde viskini yudumlayıp üzüm yiyordu”
Ağırel’e ayrıyeten, “Erkan Kork, 23. Asliye Ceza Mahkemesindeki belgeyi kastederek hakkınızda açılmış davalar ve argümanlar var, neye güvenerek bu kanalı aldınız biçiminde baskın ve bastırıcı beyanlarda bulunduğunuzu beyan etmiştir, bunlar gerçek mudur?” formunda yöneltilen soruya, şu karşılığı verdi:
“Bu beyanlar mutlaka yanlıştır. Buluşma yeri kendisi tarafından bana teklif edildi bende kamuya açık aleni bir alan olduğu için kabul ettim. Lakin aslında bir çay bahçesinde görüşmek istemiştim. Flash TV içeriğinden kendisi bir anda bahsetmeve başladı. Benim Flash TV ile alakalı rastgele bir sorum voktu. Bu konuşma içeriğinde Flash TV’nin Cumhurbaşkanının diploması ile alakalı olarak yapılan bir haber ekran imajını tabiatıyla bana gösterdi. Rastgele bir zorlamam, yönlendirmem ve ithamım olmamıştır. Kendisi Flash TV ile alakalı konuşmaya başladıktan sonra bir gazeteci olarak merak ettiğim bu mevzuyu, ‘hakkında iddianame ve evraklar varken BDDK’dan bankanız lisansını ve Flash TV’nin yayın lisansını nasıl evre aldınız’ formunda baskıcılık tavrı ile alakalı olmayan gazetecilik mesleği çerçevesinde sormuş olduğum bir sorudur. Erkan Kork bu sorumu cevaplarken ‘baskı altında’ savına rağmen çok rahat biçimde viskini yudumlayıp, üzüm yiyordu biz de karşısında çay içiyorduk.
“Bana bu iftirayı atan şahıstan ben de şikayetçiyim”
Burada olmamın ana sebebinin, bahse bahis şahıs olan Erkan Kork’un gazetecilik prensiplerine dayanarak tarafsız halde yaptığım araştırmalar, yazdığım yazı dizisinden şad olmayarak bana gütmüş olduğu hasımlık olduğunu düşünüyorum. Röportajımızda sarf ettiği bütün karşılıkları yazı dizimde yayınladım. Yazdığım her satırın altına tekrar imzamı atıyorum. Toplumu zehirleyen uyuşturucu ve yasa dışı bahis üzere ahlaki çöküntüye sebep veren olayları yazıyorum, yazmaya devam edeceğim. Ben yalnızca gazetecilik yaptım. Basın yayın ve etik prensiplerine uygun hareket ettim. Hiçbir biçimde maddelere ters bir hareket gerçekleştirmedim. Bana bu iftirayı atan şahıstan ben de şikayetçiyim. Bu bahiste yasal haklarımı kullanacağım.”
Reklamdır