(ANKARA) – Çayırhan Termik santrali’nin özelleştirilmesine ilişkin olarak Emek Partisi Genel Lideri Seyit Aslan, “Özelleştirmeler, ülkenin doğal zenginliklerinin, stratejik değere sahip güç kaynaklarının ve kamuya ilişkin kıymetlerin büyük sermaye kümelerine peşkeş çekilmesinin bir aracı haline gelmiştir. Çayırhan‘ın satışı, halkın faydasına olacağı söylenen “özelleştirme” siyasetlerinin ne kadar çürüdüğünü, özelleştirmenin sırf büyük şirketlerin ve sermaye etraflarının çıkarlarını koruduğunu bir defa daha gözler önüne sermektedir.” açıklamasında bulundu.
Emek Partisi(EMEP) Genel Başkanı Seyit Aslan sosyal medya hesabından yaptığı açıklama ile Çayırhan Termik Santrali’nin özelleştirilmesine reaksiyon gösterdi. Aslan açıklamasında şunları kaydetti:
“Çayırhan’ın satışı, ‘özelleştirme’ siyasetlerinin ne kadar çürüdüğünü gözler önüne sermektedir”
“Çayırhan, bir sefer daha özelleştirme yoluyla haraç-mezat, Akçadağ İnşaat Güç Madencilik Anonim Şirketi’ne 20 milyar TL’ye satıldı. Özelleştirmeler, ülkenin doğal zenginliklerinin, stratejik ehemmiyete sahip güç kaynaklarının ve kamuya ilişkin pahaların büyük sermaye kümelerine peşkeş çekilmesinin bir aracı haline gelmiştir. Çayırhan’ın satışı, halkın faydasına olacağı söylenen “özelleştirme” siyasetlerinin ne kadar çürüdüğünü, özelleştirmenin sırf büyük şirketlerin ve sermaye etraflarının çıkarlarını koruduğunu bir defa daha gözler önüne sermektedir. Çayırhan’ın 20 milyar TL’ye satılması, bu şirketin gerçek ekonomik kıymetinin çok çok daha altında bir bedelle el değiştirmesi manasına gelmektedir.
“Özelleştirme ihalesinde belirlenen süreksiz teminat bedeli 250 milyon TL olarak belirlenmiştir”
Özelleştirme ihalesinde belirlenen süreksiz teminat bedeli 250 milyon TL olarak belirlenmiştir. Çayırhan’ın yalnızca 3.5 günlük yarattığı bu bedel karşılığında sermayeye madenin nasıl bir peşkeş çekildiğinin somut göstergesidir karşımızda olan. Akçadağ İnşaat Güç Madencilik Anonim Şirketi, bugüne kadar gerçekleştirdiği faaliyetlerle birikim yapmış ve elbette ki; bu satıştan kar elde edecektir. Pekala ya halk? Bu satışın, burayı emeğiyle var eden emekçilerin, köylülerin, işçilerin ömürlerine nasıl bir katkı sağlayacağı bilinmeyen. Bu satışın tıpkı vakitte taşeronlaştırma ve işten atmaların önünü açacağı da aşikar.
“Devletin, halkın mal varlıklarını “özelleştirme” yoluyla satması, yalnızca sermayeye yarar”
Devletin, halkın mal varlıklarını “özelleştirme” yoluyla satması, yalnızca sermayeye fayda. Doğal kaynaklar, güç kaynakları ve üretim tesisleri, halkındır, o denli kalmalıdır. Devletin misyonu, bu kaynakları kamusal fayda doğrultusunda yönetmek ve halkın hizmetine sunmaktır. Emek Partisi olarak biz; özelleştirmelere karşı durmaya, halkın çıkarlarını savunmaya devam edeceğiz. Çayırhan üzere kıymetlerin satılması, halkın imkanlarından koparılması, tabiatın talan edilmesi ne yazık ki yalnızca sermayenin daha da güçlenmesine ve halkın daha da fakirleşmesine yol açmaktadır. Çayırhan’ın özelleştirilmesi, bu süreçlerin bir örneği olarak tarihe geçecektir, lakin halkın çabası ve örgütlü direnişi, bu talan nizamına son verecek tek güçtür.”