Haber: Edda SÖNMEZ/Kamera: Hakan KAYA
(İSTANBUL) Bayanlar, Beyoğlu kaymakamlığı’nın bir dizi yasak kararını uyguladığı Taksim’de Sıraselviler Caddesi’nde akşam saatlerinde buluştu, gece yürüyüşü gerçekleştirdi. Buluşmada yapılan açıklamada “Bir gün İstanbul Kontratı feshediliyor, öteki gün ‘Aile yılı’ ilan ediliyor. Otoriter muhafazakar rejimler, kendi ahlaklarını yasaya dönüştürmeye, hayatlarımızı daraltmaya çalışıyor. Bizleri yok etmeyi umuyorlar. Pınar Gültekin’in canavarca hisle öldürülmediğini söyleyenler, Narin’in başına ne geldiğini çözmekle uğraşmıyor, Dina’nın maruz kaldığı ırkçı şiddeti ortaya çıkarmaya tenezzül etmiyor. Özgür hayatları almadan bir yere gitmiyoruz. Ayrımcılığın, eşitsizliğin, şiddetin, sömürünün olmadığı bir dünyada ısrar ediyoruz.” denildi.
8 Mart Dünya Bayanlar Günü nedeniyle Taksim’de düzenlenmek istenen gece yürüyüşüne karşı Beyoğlu Kaymakamlığı bir dizi yasaklama kararı almıştı. Beyoğlu’ndaki çok sayıda cadde ve sokakta araç ve yaya trafiği kısıtlandı. Taksim ve Şişhane metro istasyonları kapatıldı, Kabataş Finüküler sınırı askıya alındı. Polis gün boyunca turistler ve bölgede işyerleri olan esnaf ve çalışan dışında kimseyi Taksim ve etrafına sokmadı. Akşam saatlerinde ise polis tedbirleri artırıldı.
Gece yürüyüşünde ısrarcı olan bayanlar ise Cihangir Otopark civarında toplanıp Sıraselviler Caddesi üzerinde bir yürüyüş gerçekleştirdi. Binlerce bayanın katıldığı yürüyüşte, “Susmuyoruz, korkmuyoruz, itaat etmiyoruz”, “Jin, jiyan,azadi”, “Geceleri de, sokakları da, meydanları da terk etmiyoruz”, “Asla yanlız yürümeyeceksin”, “Kadın, ömür, özgürlük” biçiminde sloganlar atıldı. Kimi sloganların atılmasına ise polis megafonla müdahale etti.
“Kadınlar bir erkeğin isteklerine karşı geldiği için hala şiddete uğruyor, öldürülebiliyor”
Yürüyüş bitiminde Arapça, Kürtçe ve Türkçe açıklama yapıldı. Ortak açıklamada, feminizm çabasından kelam edildi ve “Bir yandan feminist uğraş sayesinde dünya değişti. Öteki yandan bayanların eşitliği ve özgürlüğü için kat edilen onca yolun akabinde, bayanlar hala erkeklerden daha az eğitim alıyor, daha az iş bulabiliyor, çalıştığında daha az para kazanıyor, meskende bedavaya çalışıyor, bir erkeğin isteklerine karşı geldiği için hala şiddete uğruyor, öldürülebiliyor. Hem de her gün. İşte biz de her alanda, her yerde, bu yüzden uğraş ediyoruz.” denildi. bayanların ortak açıklamasında şu görüşlere yer verildi:
“Savaşla yine kurmakta oldukları dünyaya isyan ediyoruz”
“Biz gücümüzü yüzlerce yıllık feminizm tarihinden, bayanların coğrafyaları ve kıtaları aşan ortak tecrübesinden, bugün Arjantin’de her şeye karşın sokağa çıkıp yüzbinleri bulan bayanlar ve LGBTİ+lardan, biz gücümüzü Ortadoğu’da seküler bir alternatifi mümkün kılan Kürt bayanlardan, Filistin’de, Gazze’de yasını direnişe dönüştüren ve ne olursa olsun ömrü sürdürmeyi başaran bayanlardan, gücümüzü Suriye’de her şeye karşın ‘bizsiz bir rejim inşa edemezsiniz’ deme cüretini gösteren bayanlardan, gücümüzü ABD’de transfobinin iktidarına karşı ömrünü savunan translardan alıyoruz ve sesimizi onların sesine katıyoruz. Savaşla tekrar kurmakta oldukları dünyaya isyan ediyoruz.
“Bir gün İstanbul Kontratı feshediliyor, öteki gün ‘Aile Yılı’ ilan ediliyor”
Mücadelemizden, hayatlarımızı, dünyayı değiştirmemizden irkilenler bizlere taarruzlarının dozunu her gün biraz daha artırıyor. Bu akınla bir gün İstanbul Kontratı feshediliyor, öteki gün ‘Aile Yılı’ ilan ediliyor. Otoriter muhafazakar rejimler, kendi ahlaklarını yasaya dönüştürmeye, hayatlarımızı daraltmaya çalışıyor. Bizleri yok etmeyi umuyorlar. Pınar Gültekin’in canavarca hisle öldürülmediğini söyleyenler, Narin’in başına ne geldiğini çözmekle uğraşmıyor, Dina’nın maruz kaldığı ırkçı şiddeti ortaya çıkarmaya tenezzül etmiyor. Tüm bu adaletsizliklere karşı itiraz edenleri, ömrün bu türlü, hayatın adaletsiz, hayatın eşitsiz sürmemesi gerektiğini söyleyenleri susturmaya, sindirmeye, yok etmeye çalışıyor.
“Haksız yüzyılların hesabını soruyoruz”
Erkek şiddetini önlemeyip ‘kadınlar faillere kapıyı açıyor’ diyenlere karşı, bizi bakım emeği ve yoksulluğa mahkum etmeye, eşitlik siyasetleri yerine aileyi güçlendirme ismi altında bayanları sindirmeye karşı, homofobi ve transfobiyi norm haline getirmeye çalışanlara, seçtiklerimize kayyum atayarak irademizi yok sayanlara karşı, aksiyonlarımıza, fikirlerimize, birlikteliğimize müdahale eden, gözdağı veren, şiddet uygulayanlara karşı yaşasın feminist mücadelemiz! Bizlerse susmuyoruz. Özgürlüğün bayanların dayanışmasıyla, yan yana direnmesiyle mümkün olduğunu feminizmden öğrendik. İstanbul’da 40 sene evvel feministler ‘İsyanı var bizde haksız yüzyılların. Hasreti var bizde geniş hayatların’ diyerek sokaklara çıktı. Biz bu geniş hayatlara sahip çıkıyoruz, haksız yüzyılların hesabını soruyoruz. Patriyarkanın ismini koyuyoruz, faillerini, destekçilerini işaret ediyoruz. Gisèle Pelicot’dan ilhamla, tüm dünyaya gözümüzü dikerek, bayanlara yüklenen utancı asıl sahibine, patriyarkaya iade ediyoruz. Özgür hayatları almadan bir yere gitmiyoruz. Ayrımcılığın, eşitsizliğin, şiddetin, sömürünün olmadığı bir dünyada ısrar ediyoruz.”