(ANKARA) – Ankara
Ankara Barosu’nun internet sitesinde yer alan raporda, 22 Mart günü gözaltına alınan yedi kişinin vekilleri tarafından yapılan müracaat üzerine Ankara Barosu İnsan Hakları Merkezi’nce görevlendirilen avukatların Ankara Emniyeti Terörle Gayret Şube Müdürlüğü’nde başvurucularla görüştüğü belirtildi. Rapora nazaran bir müracaatçı gözaltına alındığı sırada gözlüğünün çıkartılarak yüzüne vurulduğunu, zıt kelepçe takılmasına direndiği sırada duvara vurulduğunu, çıplak aramaya maruz kaldığını, çıplak aramaya direndiği sırada polislerin kendisini yere düşürdüğünü, bir polisin ağzını kapatarak nefesini kestiği, başka polislerin ise boynunu bacakları ile sıkıp nefes almasına pürüz olduklarını anlattı. Müracaatçının bedeninde kelepçe takılması ve tokat atılmasından dolayı iz bulunduğunun tespit edildiği belirtilen raporda, müracaatçının aksi kelepçe takılma, tehdit, hakaret, çıplak arama, azap ve makûs muamele sayılacak fiillere maruz bırakıldığını belirttiği bilgisi yer aldı.
Raporda öteki altı müracaatçının da çıplak arama, tehdit, hakaret, azap ve berbat muamele sayılacak fiillere maruz bırakıldığını belirttiğinin altı çizildi. Raporda, Ankara Barosu İnsan Hakları Merkezi’nin şu görüş, tespit ve değerlendirmelerine yer verildi:
“Mağdurlarının anlatımı birbirleriyle paralellik gösteriyor”
“Merkez üyelerimizin avukat görüş mahallinde mağdurlar ile yapmış olduğu görüşmelerin sık sık vazifeli polis memurlarınca kesildiği, avukat görüş mahalline polis memurlarının daima girerek mağdurlar ve merkez üyelerimiz üzerinde baskı oluşturmaya ve yapılan görüşmelerin engellenmeye çalışıldığı görülmüştür. Mağdurların tezlerinin bir bütün olarak ele alındığında, mağdurların anlatımlarının birbirleri ile paralellik gösterdiği, müracaatçıların tamamına yakınının misal mağduriyetlerle karşılaştığı, müracaatçılara yönelik azap yahut berbat muamele yasağının ihlalinin oluşturabilecek davranışları gerçekleştiren polis memurunun tüm müracaatçılar tarafından birebir fizikî ve dış görünüşüyle tanım edildiği anlaşılmıştır.
“Darba maruz kalanların seslerini ve çığlıklarını duyduk”
Başvurucuların tamamının çıplak arama ve darp hareketlerinin gerçekleştiğini belirttiği yerin tıpkı oda olduğu anlaşılmıştır. Bir kısım mağdurların beyanlarında, çıplak aramaya maruz kaldıklarını, çıplak arama olarak tanım edilen davranışın tüm kıyafetlerinin çıkartılması suretiyle arama yapıldığı hatta kimi müracaatçılara eğilip kalkmalarının da istendiği anlaşılmıştır. Mağdurların bir kısmı, çıplak arama uygulamasının azap ve makus muamele olduğunu belirtmelerine karşın memurlar tarafından darp edildiklerini de tabir etmişlerdir. Bir kısım müracaatçılar da gözaltındaki öbür şahısların aramalarının bitmelerini beklerken darba maruz kalanların seslerini ve çığlıklarını duyduklarını tabir etmişlerdir. Mağdurların maruz kaldıkları azap ve berbat muamele yasağını ihlal oluşturacak filleri anlatırken zorlandıkları, mağdurlardan kimilerinin çıplak arama ve ardından gerçekleşen darbı anlatırken ağladığı, genel olarak ruh hallerinin güzel olmadığı ve olayın tesiri ile travmatize oldukları görülmüştür.
“Çıplak arama, darp, tehdit ve hakaret fiillerinden dolayı mağdur oldukları değerlendirilmektedir”
Mağdurların başka farklı alınan beyanlarının birbirleri ile dengeli olduğu, mağdurların olaydan dolayı ajite halde ve travmatize oldukları, görüşme yapıldığı kademede hala olayın tesirinde oldukları, ayrıyeten müracaatçıların beyanlarının bir olay örgüsü içerisinde olduğu ve müracaatçıların karşıt kelepçe, çıplak arama, darp, tehdit ve hakaret fillerinden dolayı mağdur olduğu kıymetlendirilmektedir. Müracaatçılara yönelik fillerin ulusal ve milletlerarası mevzuata terslik teşkil ettiği üzere insan onuruyla da bağdaşmadığı bedellendirilmektedir. Müracaatçılar ve avukatları ile yapılan görüşmelerde, yaşadıkları mağduriyetlerini lisana getirmelerine karşın isimli makamlarca resen soruşturma başlatılmadığı öğrenilmiş olup, ayrıyeten mağdurların şikayetçi olması üzerine soruşturma başlatılıp başlatılmadığının şimdi bilinmediği görülmüştür.”
Raporda, müracaatçılara yönelik hareketler hakkında kuvvetli hata kuşkusu bulunması nedeniyle Ankara Cumhuriyet Başsavcılığına cürüm duyurusunda bulunularak soruşturma başlatılmasının talep edildiği, mağdurların Ankara Emniyeti’nde tutulduğu müddetler için tezler kapsamında tüm kamera kayıtları ve kanıtların çabuk olarak toplanılmasının istendiği ve İçişleri Bakanlığı’nca idari soruşturma başlatılmasının talep edildiği kaydedildi.
Reklamdır